Çalışma Bakanlığı'nın Çocuk ve Gençlerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'te yaptığı değişiklikler tartışma yarattı. Çocukların çalıştırılabilecekleri işler, ağır ve tehlikeli işler eklenerek genişletildi.
Dünyanın geleceği bugünün çocuklarının mutluluğuna, sağlıklı bedensel ve zihinsel gelişimlerine bağlıdır. Çocukların ülke, ırk, cinsiyet, din farkı gözetmeksizin yeterli beslenemediği, eğitim alamadığı bir dünyada adaletten söz edemeyiz.
Köyden kente göç, aile bireylerinin ölümü veya hasta olması, yoksulluk gibi nedenlerle çalışmak zorunda kalan çocukların sayısı hiç de az değil. Onlara her yerde rastlamak mümkün, kimi zaman bir kenara oturmuş melodika çalarken, gelen geçene mendil satarken, berberde saç yıkarken, oto tamircisinde araba yıkarken…
Dünya'da 250 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 1 milyon çocuk işçi bulunuyor. Türkiye'nin de taraflarından olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ilk maddesi; erken yaşta reşit olma durumu dışında, her insanın 18 yaşına kadar çocuk olduğudur.
Türkiye'de iş mevzuatında, çocuk ve genç işlerin çalışma koşulları ayrı olarak düzenlenir. Bu mevzuata göre; 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiler genç işçi, 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiler çocuk işçi olarak kabul edilir.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, çocuk işçilerin çalıştırılıcabilecekleri hafif işleri, genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işleri ve çocuk ve genç işçilerin çalıştırılamayacakları işleri belirler.
Çalışma Bakanlığı'nın Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'te yaptığı değişiklikleri 21 Şubat tarihinde Resmi Gazete'de yayımladı. Yapılan değişiklikle, genç işçilerin hangi ağır ve tehlikeli işlerde çalışıp çalışamayacaklarını belirten yönetmelik ortadan kalktı. Genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler, ağır ve tehlikeli işler eklenerek genişletildi.
Yönetmelikte yapılan değişiklikler, kaldırılan sınırlamalar yüzünden eleştiriliyor. Özellikle 16-18 yaş arasındaki çocukların pek çok ağır işte çalıştırılabilmelerinin yolunu açıyor.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Çocuk ve Genç İişçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’nun Çocuk İşgücü Anketi 2012 verilerine göre, Türkiye’de bulunan 15 milyon 277 bin çocuğun 893 bini işçidir. Çalışan çocuk sayısı 6-14 yaş grubunda 292 bin kişi, 15-17 yaş grubunda ise 601 bin kişi. Ekonomik faaliyette çalışan 6-17 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı %5,9. Bu yaş grubundaki istihdam oranı 2006 yılı sonuçlarına göre aynı düzeyde kalırken, çalışan çocuk sayısında 3 bin kişilik artış gerçekleşiyor. Çocukların istihdam oranı, 6-14 yaş grubunda %2,6, 15-17 yaş grubunda ise %15,6.Türkiye genelinde 6-17 yaş grubunda istihdam edilen çocukların %44,8’i kentsel, %55,2’si kırsal yerlerde yaşamakta olup, %68,8’i erkek ve %31,2’si ise kız çocuklarından oluşuyor. Çalışan çocukların %49,8’i bir okula devam ederken, %50,2’si okula devam etmiyor. Yaş grupları itibarıyla, 6-14 yaş grubundaki çalışan çocukların %81,8’i, 15-17 yaş grubundaki çalışan çocukların ise %34,3’ü okula devam ediyor.
Emir Bozgan, Sebla Üreten
Dünyanın geleceği bugünün çocuklarının mutluluğuna, sağlıklı bedensel ve zihinsel gelişimlerine bağlıdır. Çocukların ülke, ırk, cinsiyet, din farkı gözetmeksizin yeterli beslenemediği, eğitim alamadığı bir dünyada adaletten söz edemeyiz.
Köyden kente göç, aile bireylerinin ölümü veya hasta olması, yoksulluk gibi nedenlerle çalışmak zorunda kalan çocukların sayısı hiç de az değil. Onlara her yerde rastlamak mümkün, kimi zaman bir kenara oturmuş melodika çalarken, gelen geçene mendil satarken, berberde saç yıkarken, oto tamircisinde araba yıkarken…
Dünya'da 250 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 1 milyon çocuk işçi bulunuyor. Türkiye'nin de taraflarından olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ilk maddesi; erken yaşta reşit olma durumu dışında, her insanın 18 yaşına kadar çocuk olduğudur.
Türkiye'de iş mevzuatında, çocuk ve genç işlerin çalışma koşulları ayrı olarak düzenlenir. Bu mevzuata göre; 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiler genç işçi, 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiler çocuk işçi olarak kabul edilir.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, çocuk işçilerin çalıştırılıcabilecekleri hafif işleri, genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işleri ve çocuk ve genç işçilerin çalıştırılamayacakları işleri belirler.
Çalışma Bakanlığı'nın Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'te yaptığı değişiklikleri 21 Şubat tarihinde Resmi Gazete'de yayımladı. Yapılan değişiklikle, genç işçilerin hangi ağır ve tehlikeli işlerde çalışıp çalışamayacaklarını belirten yönetmelik ortadan kalktı. Genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler, ağır ve tehlikeli işler eklenerek genişletildi.
Yönetmelikte yapılan değişiklikler, kaldırılan sınırlamalar yüzünden eleştiriliyor. Özellikle 16-18 yaş arasındaki çocukların pek çok ağır işte çalıştırılabilmelerinin yolunu açıyor.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılması Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Çocuk ve Genç İişçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Çocukların Şirin Babası
Çocuk Vakfı'nın kurucusu ve başkanı Mustafa Ruhi Şirin, ömrünü çocuklara adamış, çocuklar için şiirler, hikâyeler yazan ve radyo programları yapan soyadı gibi "Şirin" bir insan. Kendisi ile çocuk olmanın sıkıntılarını ve kurucusu olduğu vakfın yaptığı faaliyetleri konuştuk.
Dimitri Dafnopatidis
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
1955 yılında Trabzon'da doğmuşum. Hep çocuk dünyasında ve çocuk safında yer aldım. 1977'de görev aldığım TRT'de radyo ve televizyon programları gerçekleştirdik arkadaşlarımızla. İstanbul Üniversitesi'nde iletişim alanında dersler verdim. En son 2008'den bu yana Marmara Üniversitesi Türkçe Eğitimi Bölümü'nde Çocuk ve İlkgençlik Edebiyatı dersleri veriyorum. 1990 yılında bir rüyayı gerçekleştirdim.
Neden çocuk ?
Her an yeni bir umudun yani yeni bir çocuğun doğması ve daha da önemlisi dünyada çocuk sorunlarının daha bitmediği için bu yola koyuldum. Çocuk herşeyin başlangıcı, çocuk saflığın ve bilgeliğin temsilcisidir. Dünyada bir sürü sorunun çözümü çocuk ile başlıyor . Mutlu ve sorunsuz çocuk, mutlu ve güzel bir dünya demek.
Kurucusu olduğunuz Çocuk Vakfı'nın amacından biraz bahseder misiniz?
Çocuklarımızın sevgi ortamı içinde büyümelerini temin etmek amacıyla ailenin değerini benimsetici çalışmaları özendirmek. Çocukları toplum gerçeklerinden soyutlamadan, yaşadıkları dünyanın bilincine ulaşmalarına yardımcı olmak.
Kısacası düşüncemiz ve ana hedefimiz bir çocukta bütün çocukları görmektir ve en önemlisi çocuğu hatırlatmış olmaktır.
Dünden bugüne kadar geçen zamanı değerlendirdiğinizde, çocuklar ilgili gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Biz ömrümüz yettiği kadar çalışmlarımıza devam edeceğiz.
Dünya'da ve Türkiye'de çocukla ilgili elbette çeyrek yüzyılda çok şey değişti. Çocukla ilgili değişenler ve değişmeyenler de var. Değişenler, çocukla ilgili bir çok hizmete erişim kolaylaştı. Ama değişmeyen bir gerçek de var; Türkiye'nin çocuk yoksulluğu, çocuk ihmal ve istismarı. Özellikle kanunla itilafa düşmüş olan çocukların sayısında artış, çocuklara karşı işlenen suçlarda artış. Bunları da sadece tespit etmek yerine, çözümüne yönelmek gerekiyor. Çocuğa birinci önceliğin verilmesi bu bakımdan çok önemli. Politika yapıcılar, ne yazık ki çocuklar oy veremediği için, çocukla ilgili sorunları sadece seçim dönemlerinde daha gündemlerine alıyorlar. Eğer bugün çocuğa yönelebilirseniz, bugün çocukla ilgili ortak iyileri çoğaltabilirseniz, geleceğinizden güven duyabilirsiniz.
1. İstanbul Çocuk Kurultayı'nda istenilen sonuçlara ulaşıldı mı ?
Dünya'da ilk kez 9-18 yaş grubu arasından İstanbul'un nerede ise bütün semtlerinden çocukların katılıp bir çocuk meclisi oluşturduk. Bu mecliste yapılan bütün oturum ve etkinliklerin yetişkin ve çocuk delegelerce yönetildiği, en önemlisi çocukların birinci ağızdan tartışabildikleri ve görüşlerini aktarabildikleri bir ortamın sağlandığı ve sonunda 700 sayfalık Çocuk Eylem Planı'nın basıldığı bu kurultaydan maalesef hiçbir sonuç alınamadı. Dönemin valisi, sunduğumuz hiçbir projeyi hayata geçirmedi. Aynı şekilde daha sonra gelen yetkililer de bu kurultayda çıkan kararlar ve çözüm önerileri ile ilgilenmediler. Aradan 13 yıl geçmesine rağmen hala yolladığımız projeler askıda. Daha sonra buna benzer başka kongreler gerçekleştirdiysek bile yine yanıt alamadık. Ama yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz.
Peki sonra neler oldu başka çalışmalar da yapabildiniz mi?
Bu kongreden sonra buna benzer yine farklı alanlarda çocuğa yönelik daha nice kongreler yaptık. Anayasa ve Çocuk Ön Komisyonu, Aile ve Çocuk Bakanlığı'nın kurulması, Yasaların Çocuk Haklarına Uyumlu Duruma Getirilmesi için Ön Komisyon, Çocuk Adalet Sistemi Ön Komisyonu, Çocuk Araştırmaları Dergisi'nin yayımlanması, Okuyan Türkiye Projesi Gönüllü Çocuk Avukatlığı çalışmaları gibi. Önümüzde son olarak Çocuk ve Medya Kongresi var. Umarım oradan güzel sonuçlar alırız.
Peki son olarak vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mı ?
Türkiye'de çocuk hakları alanında bilinç ve duyarlılık ortaya çıkması isteniyorsa, çocuk hakları öğretiminin gerçekleşmesi gerekir. Bu da önce yetişkinler tarafından öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Yetişkinlere öğretildikten sonra, yetişkinler aracılığıyla çocuğa yansıyacaktır çocuk hakları kültürü. Böylece çocuk hakları davranışa, kültüre ve farkındalığa dönüşecektir. Çocuğun bir birey olarak kabul edilip, devlet tarafından dikkate alınıp, hak temelli bir anlayışın gelişmesi gerektiğidir. Bu yüzden çocuğun görüşünün alınıp değerlendirilmesi gerekir. Çocuğa yönelik, çocuklara özel olarak vurgu yapan bir anayasaya ihtiyacımız var. Çünkü Türkiye demokratikleşmeyi ancak çocuk üzerinden başlatabilir.
---------------------------------------------------------
Editör
Hazal Sipahi
Haber Yazısı
Hazal Sipahi, Ayşegül Engür
Video Haber 1
Abdülkadir Aras, Erdem Oraylı
Video Haber 2
Emir Bozgan, Sebla Üreten
Video Haber 3Emir Bozgan, Sebla Üreten
Mustafa Ruhi Şirin Röportajı
Dimitri Dafnopatidis
Kurgu
Erdem Oraylı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder